Suriye Arap Haber Ajansı – SANA Suriye Arap Haber Ajansı – SANA
Related Articles
ŞAM – İşlemleri yürütmekle mükellef kabinede Başbakan Yardımcısı Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Velid el Muallim; Suriye ve bölgedeki son değişimler ışığında Suriye’nin tutumuna ışık tutan bir basın toplantısı düzenliyor.
Muallim basın toplantısında son olarak Uluslararası Güvenlik Konseyinin terör örgütlerine finansı yasaklayan 2071 sayılı kararının geç alınmasına rağmen Suriye’nin bu karardan memnuniyetini ifade ederek bu karara bağlı kalacağını belirtti.
Terörle mücadelede herhangi bir işbirliğini mutlak bir şekilde Suriye hükümeti aracılığı ile olması gereğine vurgu yapan Muallim; 2071 sayılı kararın birinci bendinin de bunu öngördüğünü ifade etti.
Muallim 2071 sayılı kararın çıkması ardından haftalar geçmesine rağmen şu ana dek uluslar arası düzeyde bu kararın hayata geçirilmesi konusunda ciddi bir adım atılmadığına dikkat çekti.
Washington Post Gazetesinin bir hafta önce IŞİD komutanlarından biriyle yayınladığı röportaja dikkat çeken Muallim; söz konusu komutanın IŞİD ile Türkiye arasında sağlam bir işbirliğinin bulunduğunu belirttiğini, Türkiye’ye gittiklerinde onların gayet sıcak bir şekilde karşılandıklarını ve yaralarının tedavi edilip ihtiyaçlarının karşılandığını söylediğine vurgu yaptı.
Muallim tüm bunların Güvenlik Konseyinin yedinci bent altında aldığı 2071 sayılı kararının neresinde kaldığı sorusuna dikkat çekti.
Katarlı yetkililerin Nusra Cephesinin dün Amerikalı bir gazeteciği serbest bırakmasının arkasında Katar çabalarının olduğunu belirttiklerine dikkat çeken Muallim; Suriye’nin her masum insanın serbest bırakılmasını desteklediğini ve memnuniyetle karşıladığını, fakat aynı zamanda bu çabaların Katar ile Nusra Cephesi arasındaki ilişkileri de kanıtladığına işaret etti. Muallim bu bağlamda ayrıca Alman bir bakanın birkaç gün önce Katar’ın Suriye’de terör örgütlerini finanse ettiğine ilişkin kanıtlı bilgilerin bulunduğunu açıkladığına işaret etti.
Her şeye rağmen Suriye’nin; 2071 sayılı kararın hayata geçirilmesinde uluslar arası toplumu sorumluluğunu üstlenmeye çağırdığını belirten Muallim; başta komşu devletler olmak üzere tüm devletlerin bu kararı dürüst ve ciddi bir şekilde yerine getirmelerini temenni ettiğini söyledi.
Güvenlik Konseyinin terörle mücadelede toplu olarak görüş birliği sağlamasının Suriye vizyonunun uzun zamandan beri yaptığı çağrıların doğruluğunu kanıtladığına dikkat çeken Muallim; Suriye’nin uzun zamandan beri terörle mücadele, kaynaklarının kurutulması, komşu devletlere ve hatta daha ötesine yayılma tehlikesine karşı koyma gereğine vurgu yaptığının altını çizdi.
Muallim terörle mücadelenin ancak ve ancak sabırla birlikte tüm devletlerin işbirliği ile kapsamlı olarak mümkün olduğuna dikkat çekerken; Güvenlik Konseyi kararının tüm taraflar için bağlayıcı olmasıyla birlikte teröre provokasyon sağlamaya son vermekle birlikte teröristlerin giriş ve hareketlerini kolaylaştırmaya sınır koyulması gereğinin altını çizdi.
Suriye’nin 2170 sayılı kararın hayata geçirilmesiyle birlikte terörle mücadelede bölgesel ve uluslar arası taraflarla tam bir işbirliğine hazır olduğunu vurgulayan Muallim, fakat bunun Suriye’nin egemenlik ve bağımsızlığına saygı çerçevesinde olmasının mutlak bir gereklilik olduğunun altını çizdi.
Terörle mücadele ettiklerini iddia ettikleri bir zamanda kendilerinin de itiraflarıyla tehlikeli terör örgütleri olarak nitelendirilen IŞİD ve Nusra Cephesine karşı savaşan Suriye’yi zayıflatma ve yıkma çabalarının mantıksızlığına dikkat çeken Muallim; bunun terörle mücadeledeki dürüstsüzlükleri ve ciddiyetsizliklerinin yanında çifte standartlı tutum-politikalarının bir kanıtı olduğunu vurguladı.
Şu ana dek Suriye’de terörü destekleyen ve provoke eden Batılı devletlerden 2071 sayılı kararın çıkması ardından Suriye’nin beklentileri konusunda Muallim; Suriye’nin politika ve tutumlarında her zaman pratiğe dayalı olduğuna dikkat çekti. Muallim; terörle mücadelede gerçekten ciddi ve dürüst olanların bunu pratiğe dökmeleri gerektiğini, Suriye’nin de terörle mücadelede ciddi ve dürüst her çabaya olumlu yaklaşacağını ifade etti.
Muallim IŞİD’e karşı savaşta coğrafi ve operasyonel açıdan Suriye’nin uluslar arası koalisyon merkezini teşkil ettiğine dikkat çekerken; IŞİD ile mücadelede dürüst ve ciddi olmaları halinde Suriye’ye gelmelerinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplayan Muallim; Suriye hükümetinin ‘Amerikalı gazetecinin IŞİD tarafından katledilmesine’ ilişkin tutumu konusunda Muallim; IŞİD ve diğer terör gruplarının Suriye’de insanlık dışı çok sayıda vahşet işlemelerine rağmen ABD ve Batılıların şu ana dek bu vahşetlerin hiç birini kınamadıklarına dikkat çekti. Muallim buna rağmen Suriye’nin Amerikalı gazetecinin yanı sıra masum herhangi bir insanın öldürülmesi ve terör gruplarının Suriye ordusu ve masum sivil halka karşı işledikleri tüm vahşetleri şiddetle kınadığının altını çizdi.
ABD’nin Suriye’de IŞİD mevkilerini hedef alma konusunda Muallim; Suriye’nin izin ve onayı olmaksızın toprakları üzerine yapılacak herhangi bir operasyonun egemenlik ve bağımsızlığına yönelik bir ihlal teşkil edeceğini ve bunun da düşmancıl bir saldırı teşkil edeceğini belirtti.
Muallim tüm komşu ülkelere seslenerek tehlikeyi idrak etmeleriyle birlikte ulusal çıkarlarını korumaları amacıyla terörle mücadelede işbirliğinde olmalarına çağırdı.
Muallim terörle mücadele ve kaynaklarının kurutulmasında ciddi siyasi adımların devletlerin egemenlik ve bağımsızlıklarına saldırılarıyla değil de uluslar arası ortak çabalar ve Suriye hükümetiyle işbirliği ile mümkün olduğunu vurguladı.
Türkiye’de makam atamaları ve değişikliğe ilişkin bir soruya cevabında Muallim bunun tamamen Türkiye’nin iç meselesi olduğunun altını çizdi.
Muallim; terörün sınır tanımadığına dikkat çekerek, Türkiye ve halkının çıkarları açısından Türkiye hükümetinin dış politikasını yeniden gözden geçirmesi gereğine vurgu yaptı.
Muallim terörle mücadelede Suriye ile işbirliği isteyenlerin bu konuda dürüst ve ciddi olmasıyla birlikte çifte standartlı politika ve tutumlarından vazgeçmesi gereğinin altını çizdi.
Yurtiçinde ve yurtdışında vahhabi ve tekfiri ideolojinin etkilerini hafifletecek, Suriye’de tekfirci ideolojiyle savaşanlardan hesap soracak herhangi bir çalışmanın güzel bir çalışma olduğuna işaret eden Muallim; fakat terör ve tekfircilik ideolojisi tehlikesinin önünü kesmede bu çalışmaların yine de yeterli olmadığını söyledi.
Basın toplantısında Muallim; yaklaşık iki saat önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile telefon bağlantısında bulunduğuna işaret ederek terörle mücadele konusunda Suriye ve Rusya arasında tam bir vizyon ve tutum birliğinin bulunduğunu vurguladı.
Muallim Suriye ve Rusya arasındaki sıkı ekonomik, askeri ve politik ilişkilerin bulunmasıyla birlikte Suriye’nin Rusya’dan IŞİD mevkilerini hedef almasını talep etmediğini söyledi. Muallim Rusya politikasının Birleşmiş Milletler misakı ve kanunlarına dayalı olduğunu, başka devletlerin egemenlik ve bağımsızlıklarına saygı duyduğunu ifade etti.
Suriye hükümetinin sivil toplum kurumları ve halk örgütlerinin işbirliği ile muhtelif bölgelerde bulundukları ulusal uzlaşma çalışmaları ve bu çalışmaların başarılarına dikkat çeken Muallim; bu başarıların terörle mücadelede Suriyeli çabaları birleştirmeye katkı sağladıklarını belirtti.
Muallim Irak’taki yeni hükümet konusunda ise; Suriye Başbakanının Irak’ta yeni hükümeti kurmakla mükellef Haydar el Abbadi’yi kutlayıp görevinde başarılar temenni ettiğine dikkat çekerken; terörle mücadelede Irak hükümetiyle işbirliğinin sürdürüleceğini belirtti.
Suriye’nin daha önce muhtelif adlandırmaları ve örgütleriyle terörle mücadele konusunda uluslar arası bir öneride bulunduğunu belirten Muallim; terörle mücadele çabalarının birleştirilip hızlandırıldığı kadar tehlikesinin önüne o kadar erken geçileceğini söyledi.
Rakka’da Tabaka Havalimanının boşaltılması konusunda Muallim; ordu birliklerimizin havalimanında IŞİD’li yüzlerce teröristi öldürdüğüne dikkat çekti. Muallim havalimanının asker ve teçhizatlardan boşaltılmasının bu askerin korunması amacıyla gerçekleştiğini belirtti.
Suriye’de ordu birliklerini yada sivillere karşı silah taşıyan herkesin terörist olduğunu belirten Muallim; terör örgütleri arasındaki bağlantılara ışık tuttu. Muallim IŞİD yada Nusra Cephesiyle işbirliği içinde olanların bu örgütlerle uyumlu olduğuna işaret ederek; İslami Cephe adlı terör oluşumunun da birçok noktada bu örgütlerle işbirliği içinde olduğunu ifade etti.
Muallim Suriye’nin bir parçası olduğu direniş eksenleri arasında terörle mücadelede günübirlik olarak koordinasyonun mevcut olduğunu söyledi.
